Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali - Beyazperde.com eleştirisi : Türk Edebiyatı'nın önemli ismi Sabahattin Ali'ye saygı duruşu niteliğinde bir belgesel!

Belki onu kitaplarından, şiirlerinden biliyorsunuz ya da politik söylemlerinden. Belki de Cumartesi Anneleri onun nasıl öldürüldüğünü sorduğunda kayıplar arasında gördünüz... Türk edebiyatının önemli ismi Sabahattin Ali'ye saygı duruşu niteliğinde Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali belgeseli bu hafta vizyona sessiz sedasız girdi. Yapımcı yönetmenliğini Metin Avdaç'ın, öykü yazarlığını Aslı Avcu'nun, kurgusunu Thomas Balkenhol'ün yaptığı ve 49. Altın Portakal Film Festivali'nde gösterimi yapılacak film, ne yazıkki yalnızca İstanbul Beyoğlu Majestik'te vizyona girdi.Onu ilk Edip Akbayram'ın da seslendirdiği Aldırma Gönül'ün dizelerinden biliyordum, sonra Aleksandr Puşkin'in çevirilerinden. Halkın dilinden yazılarını yazan edebiyat adamı, Sabahattin Ali'yi yakın arkadaşları anlattıkça, izini sürdüğü mekanlarda dolaştıkça daha yakından tanıma imkanı buluyorsunuz.Belgeselin ilk sahnesi yazarın ölümüyle başlıyor, yazılarında o görkemli betimlemelerini sıkça gördüğümüz ‘doğa'ya geri dönüşüyle. Ve 1907 yılında doğan Sabahattin Ali'nin kökenlerinden başlayan bir yolculuğa çıkıyoruz. Bulgaristan, Türkiye ve Almanya ekseninde gezdiği şehirler, ülkeler, edebi yaklaşımı, Aziz Nesin gibi dostları, aşkları, ailesi ve politik yaklaşımı... Karşı görüşün pek oluşamadığı, tek aklın ürünü olmaya zorlanan toplumumuzda kendi fikrini yeşertmeye çalışan bir adam ve tabii ki susturulmaya çalışılan. Gördüğü işkence sonucunda fiziksel varlığı edebiyete ulaşan Sabahattin Ali...Almanya'da Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla giden Sabahattin Ali orada Komünizm'in temeli Karl Marx'ı, Friedrich Engel'i öğrenir. Bu noktadan sonra politik görüşü şekillenerek manifestosunu şiirleri, hikayeleri, çıkardığı siyasi mizah gazetesi Marko Paşa vb. üzerinden yapar. Tabii hayat yolculuğunda uğradığı hapishaneleri de ziyaret ederiz, aşk mektuplarına da şahit oluruz, eserlerini de anarız.Sonuç olarak, bir toplumda farklı görüşlerle karşı çıkış noktaları olmalı ki adil bir düzene varalım. Karşı görüşü yok etmeye meyilli bir ortamda insanlar ancak ‘me'ler ve  bunun dilimizdeki karşılığı da yine ‘me'lemektir. Farklı düşünceleri insani bir platformda yıkımsız destekleyen seslere kafa yormak lazım. Hele bu "Sabah Güneşi: Sabahattin Ali" gibi bir sanat dokunuşu ile yapıldıktan sonra. Sabah Güneşi: Sabahattin Ali belgeseli, toplulumuzun değerlerini tanımak ve kafa yormak için iyi bir örnek.