Bedelli askerlik yapmak yerine; kısa dönem yapmayı tercih eden ADAM ve firari olduğu için epey uzun bir zaman askerde olan öteki ADAM'ın acımasız, merhametsiz dağda ki hikayesi var bu filmde..
O soğuk havayı içinize geçiriyor bu film. O karların beyazlığını, askerlerin vurulduğunda yere düşen her bir kan damlasını içinizde hissediyorsunuz. Kurgu ve görüntü yönetmenliği o kadar başarılı yapılmış ki; film istediğin kadar kötü olsun, yine beğenirdim. Bu konuda yeni filmi -Panzehir- çıkan Alper Çağlar'ı tekrardan tebrik ederim. Diyecek bir söz yok artık yani, muhteşem bile desem az kalır..
Filmin bir dezavantajı pek ünlü simalar görememek. Bir 'Haneler'den tanıdığım Fırat Doğruloğlu ve 'Şevkat
Yerimdar'dan tanıdığım Özgürcan Çevik vardı, diğerlerini tanımıyordum bile.. Ama film tanıdık simalar olmamasına rağmen 305,874 kişi tarafından izlenmiş.. Her ne kadar Nefes'i geçememişse bile; yine de baya iyi bir başarı.
Filmin diğer dezavantajı ise argo kelimeler. Bir savaş filminde olmaması gerekir ki velhasıl oldu diyelim; bu kadarı da fazla. Televizyonda rast geldiğim için mecburi 'bip'leniyor küfürler. Ki hâliyle filmden de bir şey anlamıyorsun. Üste koymuşlar '7+'ni fakat yanlış bir karar bence. ''13+/15A'' bile doğru olurmuş. Her 5 dakikada bir küfür yada hakaret. Savaş filmi çekiyorlar oysa ki..
Gelelim avantajlarına; çok iyi anlatmışlar savaş anını. Oyuncular anı yaşamışlar, bize de yaşattılar. Söze başlarken de dediğim gibi Mehmet Başbaran çok iyi iş çıkarmış. Uğur Bayraktar çok önemli bir rôlün üstesinden pek iyi gelmiş. Tüm oyuncular gerekeni yapmış gibi.
Senaryoda ise hakaretler dışında bir eksiklik yoktu. İlk başlarda 'flashback'ler biraz kafayı karıştırdı tabii.. Ama yine de geç bile olsa anlayabildim.
Pas geçmeyeyim ki başçavuş'un vurulduğu sahnede söylediği o söz aklıma altın harflerle kazındı ve kolay kolay çıkacağını sanmıyorum.
''Bir ölür, Bin dirilir!''
Tüm gazi ve şehitlerin anısına duygusal ve anlamlı film olmuş..