Şahane bir Bollywood Eğlencesi
Yazar: Ali ErcivanAdı Murphy. Fakat sağır ve dilsiz olduğu için, ismini ancak Barfi şeklinde telaffuz edebiliyor. Bebekken annesini kaybetmiş, babası onu tek başına büyütmüş. Aşık olduğu tek kız olan Shruti'yi ailesi zengin bir adamla evlendirmiş. Barfi, babasının ameliyat masraflarını karşılamak için, çocukluğundan beri tanıdığı ve ona koşulsuzca güvenen tek kişi olan otistik Jhilmil'den medet umuyor. Ama Jhilmil’i kaçırmakla suçlanınca peşine polis düşüyor. İyi niyetli, duygusal bir genç Barfi. Hayatı ne kadar zor olsa da keyfini çıkartmasını biliyor.
Barfi'nin hayatını geri dönüşlerle izlediğimiz bu Hint yapımı, tam bir “kendini iyi hisset” filmi. Ülkesinde büyük başarı elde etmiş ama dünyanın her yerinde seyircisini bulabilecek türde bir iş. Komik, duygusal, incelikli... Oldukça az diyalog içermesi, büyük ölçüde Charlie Chaplin ve Buster Keaton gibi sessiz sinema döneminin komedi ustalarının izinde gitmesi hep lehine çalışıyor. Barfi başlı başına sessiz sinema dönemine büyük bir saygı duruşu bile sayılabilir zaten. Ama geçtiğimiz yılın Oscar ödüllü Artist'i gibi siyah-beyaz sessiz film estetiğini kullanmak yerine daha modern bir görsel üslup tutturuyor. Kısmen Slumdog Millionaire ama özellikle Amelie filmlerini bariz şekilde hatırlatan bir görsel dünya kuruyor hatta. Bunu hiç şüphesiz kendi ülkesinin sınırları dışına da hitap etmek, evrensel bir aşk filmi olarak kabul görmek için yapıyor biraz da.
Öncelikle bir gişe ve seyirci filmi Barfi. Bol 'flashback'li yapısını dengelemek ister gibi, senaryosu son derece basit ve rahat anlaşılır. Buna karşılık yüksek prodüksiyon nitelikleri ve yetkin teknik öğeleri, Bollywood filmlerini ilkel zanneden herkese cevap niteliğinde. Kabul; Devdas, Lagaan gibi son on yılın kimi görkemli Hint yapımlarına kıyasla daha hafif bir örnek ama yine de pırıl pırıl bir popüler sinema eseri.
Filmin başarısında en büyük pay sahibi isimlerden biri, başroldeki Ranbir Kapoor. Hint sinemasını birer hanedanlık gibi domine eden aileler vardır. Bunlar nesil nesil oyuncu ve yıldız çıkarır, büyük filmlerin başrollerini parseller, yeni isimlerin ortaya çıkışına da pek olanak tanımazlar. Bu döngüyü kırabilmek kolay iş değildir. Ranbir Kapoor da soyadından anlaşılacağı üzere Hint sinemasının en büyük ailelerinden biri olan Kapoorgillerin dördüncü neslinin temsilcisi. Yani bilenlerin ‘50lerin popüler Avare filminden hatırlayacağı Raj Kapoor’un soyundan... Ancak bu tepeden inme sinema yıldızlığının Ranbir’i tembelliğe düşürmediği belli. Sağır ve dilsiz Barfi'yi canlandıran genç oyuncu, filmin hem duygusal hem de yoğun fiziksel (slapstick) komedi sekanslarında müthiş doğal, samimi ve sempatik bir performans veriyor. Sempati ve samimiyet böyle bir film için kilit öneme sahip unsurlar.
Benzerlerini muhakkak daha önce de gördüğümüz bir imkansız aşk öyküsünü, merkeze iki engelli insan yerleştirerek başarıyla uyguluyor Barfi. Hayran kalmamak, yer yer ağlamamak, hatta (abartmıyorum, neredeyse Selvi Boylum Al Yazmalım gücündeki) o yürek burkan finalinde gözyaşlarına boğulmamak zor. Şiddetle tavsiye ederim.
twitter: aliercivan