Ayı Teddy 2: Tökezleyen bir komedi
Yazar: Ekin LimoncuFamily Guy gibi başarılı bir dizinin yaratıcısı Seth MacFarlane'in üçüncü uzun metrajlı filmi Ayı Teddy 2'nin, ilk film olan Ayı Teddy'nin başarısından sonra devam edeceği aşikardı. Ayı Teddy 2, ilk filmin 2 yıl sonrasından devam ediyor ve ilk filmi izlemeyen biri için de kolay anlaşılabilecek ipuçları içeriyor. Doğruyu söylemek gerekirse Ayı Teddy 2 tökezleyen bir komedi filmi. İlk filmde işi gücü kadınlar olan, uyuşturucu kullanan, "partileyen" Ted, devam filminde "aile babası" olmaya karar veriyor, evleniyor ve bir bebek sahibi olmak istiyor. Ancak baba olabilmesi için devletin onu "insan" olarak adlandırması gerekiyor. Ted ve en yakın arkadaşı John bunun için bir mücadele içine girmeye karar veriyorlar. Hikaye burada başlıyor. Bilen bilir Seth MacFarlane filmlerinde Family Guyvari espriler üzerinden diyalogları sürdürür. Bu espriler daha çok ikinci sınıf Amerikan filmlerini ve dizilerini vurmayı hedefler. Eğer bu konulara hakim değilseniz, Ayı Teddy 2'deki espriler sizin için bir süre sonra anlaşılmayan bir karmaşaya dönüşebilir.
Filmin aralarına serpiştirilmiş romantik anlar ve yer yer aksiyon gerçekten komedi unsuru taşıyor ama bu unsur sahnelerle dalga geçmemize sebep oluyor. Komedi filmlerini seven biri olarak hayalkırıklığına uğramaktan yoruldum ama belli ki Amerikan sineması henüz bundan yorulmuş değil.
Sanırım filmin yönetmeni ve aynı zamanda Ted'i seslendiren MacFarlane'e kimse kurguda "sahneleri kesmekten" söz etmemiş. Zira gereksiz uzayan sahneler filmde oldukça fazla. 115 dakika boyunca temposu yüksek bir komedi filmi çekebilmek zaten ödülü hak eden büyük bir başarı olurdu.
İlk filmdeki iğneleyici ve eğlenceli Ted'i, devam filminde görememek burukluk yaşatıyor çünkü filmde asıl komik olan Ted'i Ted yapan özelliklerdi. Bunların kaybolması ve Ted'in "doğru yolu" bulması filmin eğlenceli kısmını yoketmiş. Bu tıpkı The Big Bang Theory'de Sheldon'a ait özelliklerin onu sıradan yaparak kaybettirilmesi ve sıkıcılaştırması gibi.
Seth MacFarlane her fırsatta klişelerden nefret ettiğini söyleyen ve bunları tiye alan biri. Ayı Teddy 2'de izleyiciyi klişe yağmuruna tutarken acaba aklında ne vardı? Olgunlaşma ve büyüme hikayeleri biraz eskide kalmadı mı?
Filmin en güzel yanlarından biri kült film The Breakfast Club'a selam çakması ve bizi 80'lere götürerek Bone Symphony grubunu tekrar hatırlatmasıydı. İnsan hakları konusuna değinmesi de Ayı Teddy 2'ye sempati duyma sebebi. Siyahilerin yıllar önce haklarını alabilmek için giriştikleri mücadeleye atıflarda bulunan Ted 2, Amerika'da eşcinsel evlilik yasallaşmadan önce çekilmiş olmasına rağmen eşcinsel evlilik ile ilgili de azınlığın sesi olmayı başarıyor. Bu iki önemli konu filmde yüzeysel işlenmiş olsa da bunlara değinilmiş olması mutluluk verici. Ek olarak Comic-Con fuarında geçen sahneler meraklıları için eğlenceli bir tur.
Bu birkaç güzel nokta dışında Ayı Teddy 2, orta halli bir komedi mi yoksa kötü esprilerle bezenmiş bir komedi mi diye düşündüren bir film. Eğer bir komedi filmi bu ikilemde bırakıyorsa istediğini seyirciye verememiş olmaktan öteye geçemez. Bu tarz Amerikan filmleri izledikçe mizahı sadece İngilizlere mi bıraksak diye düşünmeden edemiyorum. Seth MacFarlane'i bir gün görürsem ilk iş olarak "Yeni Başlayanlar İçin Vahşi Batı'dan sonra neden bir de Ayı Teddy 2?" diye soracağım.
twitter.com/ekinlimonj