Eğlenceli bir seyirlik vaadi...
Yazar: Oktay Ege KozakDax Shepard'ın pek de büyük bir hayranı olmadığım için Vur ve Kaç (Hit and Run)'a merakla gittiğimi söylemek yalan olur. Dane Cook gibi asrın değeri en çok abartılmış komedyenleri ile başrolü paylaştığı bazı Z-sınıfı komediler ile Cook yavanlığında bir komedyen olma yolunda ilerliyordu Shepard. Her ne kadar Idiocracy'deki gerzek karakteri gayet başarıyla canlandırmış ve Parenthood dizisiyle dramatik oyunculuğunu göstermiş olsa da kanımca halen fazla düz ve nüanssız bir görüntüye sahip.
Shepard, kamera arkasında daha yetenekli çünkü Vur Ve kaç filminin başrolünde olmasının yanı sıra filmi yazmış ve belgesel dünyasında gelen yönetmen arkadaşı David Palmer ile yönetmiş. Shepard'ın gerçek hayattaki kız arkadaşı Kristen Bell ve diğer oyuncu arkadaşlarından oluşan kadro ile iki milyon dolar yetiştirip çekmiş filmi. Bu bütçenin bir milyon doları zaten filmdeki efsanevi klasik rock şarkılarını kullanabilmek için harcanmış.Yiğidin hakkını yememek lazım, bir milyon dolarlık bir prodüksiyon bütçesinden gayet kaliteli bir film çıkarmış Shepard teknik bakımdan. Filmin senaryosu ise pek orjinal olmamasına rağmen aynı kalitede takip ediyor. Shepard, kendi koleksiyonundan gelen klasik arabaları düşük bütçeli bir film ile yarıştırmak istemiş belli ki. Fakat benzeri araba yarışı maceralarının aksine karakter tasarımına da odaklanmayı, hikayeye olabildiğince organik bir biçimde ortaya çıkan espritüelliği katmayı da unutmamış. Film için bir bakıma Hızlı ve Öfkeli (The Fast and the Furious) serisinin aklı başında versiyonu benzetmesi yapılabilir.
Tanık koruma programı altında dağ başında yaşayan eski banka soyguncusu Charlie Bronson (Shepard), aşık olduğu kız arkadaşı Annie'nin (Bell) Los Angeles'ta rüyalarının işini bulduğunu öğrenir. Annie'den ayrılmak istemeyen Charlie, iş görüşmesi için Annie'yi hakkında tanıklık yaptığı ortağı Alex'in (Rezil bir Rastafarian saç stili ile Bradley Cooper) yaşadığı Los Angeles'a sürmek zorunda kalır. Tabii ki bir süre sonra Alex, Charlie'nin Los Angeles yoluna düştüğünü öğrenir ve kovalamaca başlar.
Filmin en pozitif özelliği arabalara aşık olan kıyak kamera açıları ve yavaş çekimlerle dolu uzun araba kovalamacası sahnelerinin ortasında Shepard ve Bell'in bu tür filmlerde beklenenin aksine gayet inanılır bir çift yaratması. Büyük ihtimalle ikilinin gerçek hayatta da beraber olması aralarındaki kimyanın başarısını kuvvetlendiriyor olabilir ama bir sürü filmde gerçek sevgililerin bulunması tam tersi bir etki de yaratabiliyor, Bennifer fiyaskosu Zor Aşk (Gigli)'ı akıla getirirsek.
Charlie ve Annie'ye duyduğumuz empati ne yazık ki bazı diğer karakterlere karşı oluşmuyor. Özellikle komedyen Tom Arnold'un canlandırdığı sakar merşal tiplemesi daha cool bir aksiyon/komedi olmaya uğraşan filmin yapısına hiç uymayan, sanki en kötü Adam Sandler komedilerinden fırlamış bir kalitesizliğe sahip. Bradley Cooper ise elinden geleni yapıyor tipik psikopat suçlu karakteri ile ama o Rastafarian saçlar yok mu, delirtiyor insanı. Ayrıca filmin o kadar para harcadığı Jimi Hendrix klasiği Vodoo Chile gibi şaheserler, kovalamaca sahnelerinin ritmine uymuyor bir türlü. Willy Wonka and The Chocolate Factory'nin ünlü bir şarkısı tam yerine oturmuş yanlız.
Sonuç olarak Vur ve Kaç, her ne kadar beklediğimden daha hoş bir sürpriz olsa da, sinemalara koşmayı gerektiren bir film değil. Fakat bir haftasonu gecesi televizyon başında gayet eğlendirecektir.