İşçiliği güçlü bir Alman animasyon filmi
Yazar: Funda Sularöz"Hayaller Paris, gerçekler Eminönü" ise, hayal ettiği zaferi kazandığı gibi sahtekarlık ve hırsızlıkla suçlanınca Rusty’nin gerçeği çöle dönüşür. Rusty makinaların hatta alet edevatların insanlarla birlikte yaşadığı bir krallıkta bir makinadır. Cesaretini kanıtlamak için şövalyelerin yarışına katılınca şans eseri kazandığı birincilik elinden alınır ve geriye ne unvanı ne de kalesi kalır. Rusty için asıl macera şimdi başlıyordur; sahip olduklarını geri kazanmak için bir ejderhanın kafasını krala getirmek zorundadır. Bir taraftan da en yakın arkadaşını, kötü emelleri olan prensten kurtarmalıdır.
Alman yapımı animasyon Şövalye Rusty (Knight Rusty), animasyon tarihine adını altın harflerle kazımış öğelerden beslenerek ortaya karışık bir dünya sunuyor. Toy Story’nin konuşan cansız canlıları, Minion’ları anımsatan askerler gibi öğeler tanıdık. Yine de filmin işçiliği övgüyü hak ediyor. Başrolde, yan rolde hatta figüran olan karakterler ince işlenmiş, çeşitlendirilmiş.
Animasyonun teknik tarafı güçlüyken hikaye zayıf kalıyor. Filmde vaat edilen macera yalnızca çok küçük yaşlardaki hedef kitlesini çekebilecek türde. Filmin verdiği mesajda ise karmaşa hissediliyor. Hayalleri olduğu kadar korkuları da olan Rusty korkusunun üzerine gidip arkadaşını ve krallığı kurtarmak için cesaretini toplar ve arkadaşlarıyla beraber harekete geçer. Fakat bu karakterin film boyunca bencilliğine şahit olurken arkadaşlarının desteğini neden ve nasıl alabiliyor, bu net bir şekilde verilmiyor. Özellikle filmin hedef kitlesini ve buradan çıkarak öğreticiliğini göz önünde tutarsak...
Yine de hazır okullar da tatil olmuşken ve havalardan dolayı kapalı alanlara tahammülümüz varken güzel bir aile etkinliği olacaktır. En kötü masal böyle olsun...