Hesabım
    Canavarlar Sofrası
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Canavarlar Sofrası

    Distopya ve hedonizmin sınırlarında...

    Yazar: Ali Erden

    Film, gri ve soğuk mekânda bir çiftin, J (İbrahim Selim) ve M'nin (Pınar Töre) tuhaf konuşması üzerine açılıyor. Kelimeler de kaotik olabilir. Zamanın geçmediği anda akşam yemeğine misafir bekliyorlar. Erkek için zamanın hemen akıp gidebilmesi açısından sevişmek en iyisi. J de M'den bunu bekliyor. Misafir çift K (Tuğrul Tülek) ve D (Gizem Erdem) geldikten sonra bazı şeyler gri karanlığın içinden yavaş yavaş anlaşılmaya başlıyor. Bir anda kendinizi George Orwell'ın 1949'da yazdığı distopik "1984" romanının içerisnde buluyorsunuz adeta. Adı belirtilmeyen (belki İngiltere) bir ülkede "Büyük Birader" otoritesiyle her şeye hükmediyor 2011 yapımı Canavarlar Sofrası (The Monsters' Dinner) filminde de. Distopik bir gelecek bu.

    Canavarlar Sofrası'na bir anlamıyla bilimkurgu diyebiliriz. Göremediğimiz bir yerlerden "göz" herkesi izliyor. Bu sistemde de toplum sınıflara ayrılmış. Gelir dağılımları uçurumlar ötesi. İzlediğiniz çiftler üst sınıftan. Sistemin sunduğu birçok şeyden faydalanıyorlar. Zenginler, hedonizmin en uç noktasını yaşıyorlar. Ama onlar için de kısıtlama var. Sigara ve alkollü içki içemiyorlar. Otoriter yönetimin son yasağı da soda içmek. Çünkü sodalar küçük baloncuklar çıkartıyormuş. Üst sınıf, Avustralya'daki safarilerde Oberjin avlayabiliyorlar. Hatta Belçikalılar Faslıları, Fransızlar Cezayirlileri safariye çıkmış gibi avlayabiliyorlar. Bununla kalmayıp bu ütopik dünyadaçocuk satın alınıp sinirlendirdiklerinde çocuğa tokat atarak rahatlıyorlarmış. Yönetmen uygulamalı olarak seyircilere bunu gösteriyor filmin derinliğinde. Son zamanlarda Çin malı çocuklar çoğaldığı için birkaç tokattan sonra hemen "bozuluyormuş..." Otoriter yönetimin, yemekler konusunda da uyarıları var elbette. Tıka basa yemek yemeye izin veriyor, ama onu hemen dışarı çıkarmak gerekiyor. Kurallara uymayanlar yerinde infaz ediliyor. Dışarıdaki acı çığlıklar da duyuluyor filmde.

    Bu filmde distopya ve hedonizm uç noktada. Hedonizm, hazcılık demek. Eski deyişle ehlikeyiflik. Sinemada bu konuda en uç film, David Cronenberg'ün 1996 yapımı Çarpışma (Crash) filmi. Bir bakıma Stanley Kubrick'in 1971 yapımı Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) bilimkurgu filmi de hem distopik hem de hedonik bir yapıttı. Bu hedonizm insanı neredeyse nihilizme, yani hiççiliğe kadar götürüyor. Distopya, biliyorsunuz totaliter karanlık bir gelecek. Fritz Lang'ın 1927 yapımı Metropolis, Jean-Luc Godard'ın 1965 yapımı Alphaville (Alphaville, une étrange aventure de Lemmy Caution), François Truffaut'nun 1966 yapımı Fahrenheit 451-Değişen Dünyanın İnsanları", John Boorman'ın 1974 yapımı Zardoz, Ridley Scott'ın " 1982 yapımı "Bıçak Sırtı (Blade Runner), Michael Radford'un Bin Dokuz Yüz Seksen Dört (1984)" ve yakın zamanlarda bizde de gösterime çıkan GGary Ross'un 2012 yapımı Açlık Oyunları (The Hunger Games) hemen akla geliyor. Geçmişten geleceğe karamsar bir bakış atan filmler de var. Lars von Trier'in 1991 yapımı Avrupa (Europa) filmi II. Dünya Savaşı atmosferiyle depresyon yüklü umutsuz bi bakış gönderiyordu. Hong Konglu usta Wong Kar-Wai, 1994 yapımı Zamanın Külleri (Sung che sai duk)filmi de geçmişten geleceğe umutsuz bir bakıştı.

    Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü'nü kazandığı 48. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Canavarlar Sofrası'nı seyrettiğimizde film seyircilere soğuk gelmişti. Ama film 23. Ankara Film Festivali'nde oyuncusu Gizem Erdem'e "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" dalında ödül getirirken, Deniz Eyüboğlu'na "En İyi Görüntü Yönetmeni", Barış Diri'ye de "En İyi Müzik" ödüllerini yönetmenine de "Umut Veren Yönetmen" kazandırmış, ayrıca "SİYAD Jürisi Ulusal Uzun Film Ödülü"nü de layık görülmüştü. Canavarlar Sofrası, yönetmen Ramin Matin'in ilk uzun metrajlı filmi, senaryo ise İsviçreli ve İranlı anne-babadan olan 1976 doğumlu Kamdine Khosrowkhavar'a ait. Şimdi İstanbul'da olan Khosrowkhavar bu ilk uzun metrajlı senaryosunu ise Prag'da kaleme almış.Sinemaskop ve İngilizce çekilmiş "Canavarlar Sofrası", herkese kolay ulaşamasa da sinema tarihinde akrabalığı olan filmlerle düşünülerek seyredilebilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top