Hesabım
    Kaptan Phillips
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Kaptan Phillips

    Meydan okuyan bir film...

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    Korsanın değişmeceli bir tanımı da, "başkalarının hakkını zor kullanarak alan kimse"... Yani Afrika kıtasının yer altı - yer üstü ve okyanus zenginliklerini sömüren (mesela balık varlıklarını emen) emperyalist devletler korsan mı bu durumda? Günümüzün müthiş terör faaliyetlerini tetikleyen, aslında terör üzerinden para kazanan savaş tüccarlarının yoksulları kullanarak tehdit oluşturmalarına neden olan da, emperyalistler değil mi?

    Silah ve bilişim gücünü, uluslararası ticaretin güveni için kullanan dev ülkelere karşı, terörün patronları tarafından kullanılan yoksulların korsanlıktan başka bir seçeneği kalmadığında ise, yine en kolay harcanan onlar oluyor. Bu biyografik aksiyonun finali, işte tam da bu sebeple seyredene dokunuyor. Kısa yaşamında yoksul kalmaktan başka bir seçeneği olamamış genç bir erkeğin yitip gitmemesi için çaba sarf eden Kaptan Richard Phillips (Tom Hanks), son derece kusursuz işleyen kurtarma operasyonunun ortasında insani anlamda yapayalnız kalıyor. Bu final... Bence çok önemliydi, Hanks ise sarsıcı bir oyunculuk sergiliyordu (kişisel not: seyirciyi ağlatmak, sadece melodramlara özgü değildir).

    Fakat "Kaptan Phillips" (Captain Phillips) filmine gitmenizin temelinde, Paul Greengrass adı ve onun garantisi altındaki süper gerçekçi aksiyon yatıyor olacak.  "Uçuş 93"(United 93) te, "Bourne" filmlerinden farklı olarak, kapalı yerde kalma ile yükseklik korkusunu birleştirip, seyredenlerin kalbinin sıkışmasına neden olan yönetmen, aynı etkiyi, dev bir alan olmasına rağmen şiddetli çalkantılar / dalgalar yüzünden her tür hareket kabiliyetini kısıtlayan okyanusta yaratmış.

    Film iki şekilde meydan okuyor: Birincisi, Kaptan Phillips yönetiminde, Amerikan bandıralı ticari ve silahsız yük gemisine skifle saldıran dört Somalili genç korsana, asla taviz verilmeyeceğine dair görkemli ve 'kulaklara küpe' asker mesajı! Tabii, genç korsanların besin zincirinin en altında yer almalarının karşı tarafa verdiği avantajları da unutmamak gerek. Güçlü devlet olmak da böyle bir şey değil mi? Bazen bir kişi için bile koca bir orduyu harekete geçirirsiniz.

    İkincisi de, hem donanmayla, hem de 2009'da kaçırılan geminin sahibi şirketle işbirliği yapılan ve akıl almaz lojistik ve teknik kıvraklıklarla, açık denizde çekilen bu müthiş yapımla meydan okuma! Zannetmeyiniz ki, sık sık dijital etkilere başvurulmuş. Bilakis, tüm baskın, kovalamaca, rehin alma, kurtarma sahneleri çok güç şartlarda, aynen çekilmiş. Bu hem Greengrass'ın, hem de Hollywood'un bir meydan okumasıdır. Yani ABD askeri gücü, varlığını iliklerinize kadar hissettirirken, öyküleme ucuz numaralarla yapılamazdı! Ve özellikle, "Ölümcül Tuzak" (The Hurt Locker) ile Oscar adaylığı elde eden görüntü yönetmeni Barry Ackroyd'un kameraları komplike kullanma biçimi, aksiyonun göbeğinde yer almanızı sağlamış.

    Son olarak vurgulamak isterim ki, Somali kökenli Amerikalı aktör Barkhad Abdi'nin, Kaptan Phillips'in korsan muadili rolünde yakaladığı nüanslı performans, ona bir Oscar adaylığı getirebilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top