Hesabım
    Başka Bir Kadın
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Başka Bir Kadın

    Bir ilk yönetmenden başarılı bir kadın portresi

    Yazar: Murat Özer

    Aktris olarak yığınla filmde karşımıza çıkan Sylvie Testud, ilk uzun metrajlı yönetmenlik çalışması "Başka Bir Kadın (La Vie d'une Autre) ile ‘fantastik-romantik' bir denemeye girişiyor, ki bu denemenin belli oranlarda başarıya ulaştığını söylemek mümkün. Başrollere Juliette Binoche ve Mathieu Kassovitz'i yerleştirerek avantajını bir tık yukarı taşıyan Testud, kamera arkasında da iyi bir sinemacı olacağının sinyallerini veriyor burada.

    Yakışıklı bir adamla tanışıp seviştiği ilk gecenin ardından uyandığında, aradan uzun yıllar geçtiğini fark eden ve bu duruma karşı bazı refleksler geliştiren Marie'nin hikâyesini anlatıyor film. Paul adındaki bu adamla evlenmiş, bir de oğlu olmuştur Marie'nin. Ama 40'lı yaşlarının başındaki kadın için bu duruma alışmak olanaksız gibidir. Üstüne üstlük, kocasıyla boşanmanın arifesindedir. Nedense kendisidir, hiç ummadığı bir biçimde...

    Bu hikâye, Tom Hanks'li "Büyük" (Big) ya da Jennifer Garner'lı Keşke 30 Olsam (13 Going on 30)'da olduğu gibi belli bir süre işin ‘şaşkınlık' boyutunu yansıtıp durumu komedik bir atmosfere taşısa da, filmin asıl derdinin bu olmadığını çok çabuk anlıyoruz. Buradaki temel meselenin, Marie'nin ‘saf' dünyasının tersyüz edilmesi olduğunu tespit ettiğimizdeyse melankolik bir yapıya bürünüyor karşımızda akıp giden kareler. Karakterin hiç olmadığı ve olacağını düşünmediği bir kişilikle hayatına devam ettiğini görmesi, onun için tam bir yıkım oluyor, ki o ‘başka kadın'a karşı sert bir refleks geliştirerek yeniden ‘eski ben' olmaya çalışıyor. Yönetmen Sylvie Testud, bu paradoksal durum üzerinden okuyor, okutuyor hikâyeyi. Marie, bedenini işgal etmiş görünen kadını silip atabilmek için çabalıyor, yaşayamadığı (ya da yaşadıklarını bilmediği) onca yılın intikamını almaya çalışıyor ondan. İhtiraslı (ve başarılı) bir iş kadınına dönüşmüş olmanın acısını hissediyor yüreğinde, ki bunun bir yansıması olarak kocasına da haksızlık yaptığını fark ediyor. Her şeyi olduğu gibi bırakıp, ‘yeni ben'in yol haritasını da kabullenebilir belki ama Marie'nin ‘temizlenme' isteği ön plana çıkıyor ve yeniden ‘iyi insan' kimliğiyle tanınmak için elinden geleni yapıyor.

    Büründüğü her karaktere gerçeklik katarak hayranlık uyandıran Juliette Binoche, "Başka Bir Kadın"da da merkez karakterin ruhunu yansıtma konusunda alabildiğine başarılı. Aktris, Marie'nin karmaşık ruh halini elle tutulur bir kıvama getirmek için çok uğraşıyor, büyük oranda da başarıyor bunu. Mathieu Kassovitz de kocası Paul'ü canlandırırken fazlalıklardan arındırıyor kendini, Binoche'un performansına yaklaşmak adına epeyce çabalıyor. Bu ikili, filmin melankolik tonunu destekleyici kompozisyonlar çiziyorlar hikâye boyunca. Marie'nin yazgısı, oyunculuk açısından da kritik dönemeçler sunuyor onlara, ama bu virajları kazasız atlatmanın üstesinden geliyorlar.

    Sonuç olarak, "Başka Bir Kadın"ı izlerken boş bir romantik komedi atmosferinden uzaklaşıp, karakter derinliklerine dalıp oradan etkili bir tespit çıkaran bir bütünle baş başa kalıyoruz. Sylvie Testud da ilk yönetmenliğiyle boşa kürek çekmeyeceğinin işaretlerini veriyor bize. Sinemacı, beyazperdede kadın meselesine daha çok kafa yoracağının, kadını tipleştirmekten uzak bir stille yoluna devam edeceğinin sinyalleriyle donatıyor filmini. Senaryodaki kimi boşlukları bir kenara koyarsak, ortaya enikonu sağlam bir proje koyduğunu söyleyebiliriz rahatlıkla.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top