Hesabım
    Diktatör
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Diktatör
    Yazar: Murat Tolga Şen

    Sacha Baron Cohen kelimenin tam manası ile nevi-i şahsına münhasır bir komedyen. İnsanları canlarını acıtarak gıdıklamayı ve ahlaki ayarları kurcalamayı seviyor. Bunun ne kadarı politik duyarlılık, ne kadarı öne çıkma isteği, tartışılır. Cohen daha önce de, canlandırdığı, Rapçi Ali G, Kazak gazeteci Borat ve gay moda muhabiri Bruno tiplemeleri ile provakatif bir iticilikten medet uman, kaba bir komedi anlayışını benimsemiş "eser"lere imza attı. Arap toplumlarının hassasiyetleri göz önüne alındığında, bir petrol ülkesi olan Wabiya'nın acımasız diktatörü Aladeen tiplemesi, şimdiye kadar ortaya çıkardıkları içinde en çok tozkoparanı olabilir... di.

    Ne yazık ki olamamış, çünkü sevgili Sacha Baron Cohen, General Aladeen tiplemesinin tüm potansiyeli Adam Sandler komedilerindekine benzer naif mesajlarla dolu tutarsız bir aşk öyküsünde harcanmış. Buradan bakınca Diktatör (The Dictator)'ün, Adam Sandler'in serbest uçuş denemesi olan 2008 yapımı Zohan'a Bulaşma (You Don't Mess with the Zohan) ya çok fazla benzediğini de söylemek zorundayım ama bu demek değil ki film kötü, aksine izlediğiniz her dakika kahkahalar atmanızı sağlayacak kadar bol bir komedi cephanesi yüklenmiş olarak geliyor, ancak ortaya çıkan şey Borat gibi provakatif ya da Ali G gibi sansasyonel olmaktan çok uzak.

    Hikaye basit; petrol zengini Wabiya, babadan oğula geçen bir diktatörlükle yönetiliyor, ancak artık halkın dayanma gücü kalmamış. Zalim, zorba ve alık lider General Aladeen'in en yakınındakiler bile ona ihanet etmek için fırsat kolluyor ve bunun için de BM milletler toplantısı sebebiyle Wabiya heyetinin ABD'ye gitmesi fırsat biliniyor. Amaç; diktatörü devirmek ve ülkeye demokrasi getiriyormuş gibi gösterip yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ekonomik güçlere peşkeş çekmek. (Ne kadar da tanıdık, öyle değil mi?) Sonrasında, olaylar, olaylar...

    Yapımcıları tam tersini düşünse de Diktatör'ün zamanlaması hayli yanlış. Arap Baharı sırasında yaşananlar, zulümler, ölümler ve nihayetinde Kaddafi'nin kendi halkı tarafından linç edilerek öldürülmesi sosyal medyada bu kadar öne çıkmışken, video paylaşım sitelerinde Lucio Fulci'nin "gore" filmlerine bile rahmet okutan şiddet görüntüleri her saat başı paylaşılmışken, General Aladeen gibi biri üzerinden sempatik/empatik bazı mesajlar aktarabilmek güç. Charles Chaplin'in muhteşem Büyük Diktatör (The Great Dictator)'ünden bu yana çok şey değişti. İnternet insanlığı "çıplak gerçek"le tanıştırdı ve bu da Diktatör gibi kurmacaların hepimizin yutacağı bir draje şeklinde tipler/karakterler üretmesini güçleştiriyor.

    Gerçi Sacha Baron hünerini gösterip salonun ortasına gaz çıkarmayı yine beceriyor! Filmin en ilginç anı, General Aladeen'in batının sahte demokrasisi üzerine BM toplantısında ettiği laflar... Sırf bu sekansı izlemek için dahi görülmesi gereken bir film Diktatör...

    Toparlamak gerekirse; Diktatör komik ve duyarlılıkları olan bir film ancak bu konuda duyarlı olma hali internet toplumunca çoktan tüketildi. Bu yüzden geç kalmış bir proje olduğunu düşünüyorum. Buna takılmazsanız ve edepsiz bir komedi anlayışı sizi rahatsız etmiyorsa, yani Recep İvedik komedilerinin pırıltılı Yahudi zekası ile üretilmiş hali hoşunuza gidiyorsa (ki herkesin gider) Diktatör haftanın en iyi seçimi bile olabilir. Gülmek için sinemaya gidiyorsanız harika bir seçenek. Beni üzen nokta (Hugo'yu izlediğimde tam da bundan korkmuştum) evcilleşerek Adam Sandler'a yakınlaşan, hatta onun seyircisine oynayan bir Sacha Baron Cohen görmek oldu. Bir eleştirmen olarak, bu yetenekli komedyenin kendi sivri mizah anlayışını geliştirmesini izlemeyi tercih ederdim.

    murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top