Aşk Yeniden - Beyazperde.com eleştirisi : Aşk yeniden Akdeniz'in tuzu gibi!

Aşk Yeniden (Hope Springs) evlilik denen kurguya bu kez orta yaş üzerinden bakıyor ve sorunu çözmek için bayağı ısrarlı davranıyor. David Frankel, Şeytan Marka Giyer (The Devil Wears Prada) ile moda dünyasının ışıltılı, acımasız ve biraz da yalan dünyasına yine Meryl Streep, sayesinde güzel bir bakış atmıştı.

Bu filmdeyse yine muhteşem performansıyla Merly Streep ve ondan hiç aşağı kalmayanTommy Lee Jones, var. Konu, yaşı başı geçmiş, bırakın yatakları, odaları bile ayırmış bir çiftin kadın tarafının azim hikayesini anlatıyor bir anlamda! Filmde o kadar yoğun bir ısrar var ki, ölüyü dirilten cinsinden dersek yanlış olmaz!

Kay ve Arnold'un kendi başlarına akıp giden, uzaklaşan hayatlarına öyle bir daldık ki, zaman zaman yoğun ilişki felsefesinden bunaldık, zaman zaman bu ikilinin birbirlerine yaklaşma girişimlerinden dolayı epey güldük.  Konu basit, ne oldu da biz ayrı düştük durumu? Erkek bu dokunmama, yatak ayırma, uzak durma hallerinden rahatsız değil, sürecin bir uzantısı olarak görüyor ama kadın tarafı pek işkilli.  Bakıyor bu ikisi arasında hallolmayacak, hemen bir evlilik uzmanı buluyor uzak diyarların birinde... Evlilik uzmanı teve Carell, galiba en ciddi rollerinden birini oynuyor, hatta Kay ve Arnold karşısında baya baya ciddi adamlığa soyunuyor. Bir de kendisini Şamar Oğlanı (Dan In Real Life) filminde öyle hissetmiştim, belki de Juliette Binoche'un varlığından olsa gerek!

Velhasıl film biraz da bu uzak durma halini kişilikler üzerinden de yorumlamaya çalışmış. Mesela Arnold paraya fazla takıntılı, biraz sinirli, mesafeli bir adam olarak resmediliyor; bunun yanında hayatını evliliğini kurtarmaya adayan Kay ise fazla vefalı ve azimli olarak anlatılıyor. Bu filmi izlerken kesinlikle yakın zamanlı olması dolayısıyla Michael Haneke'nin bu sene çok konuşulan filmi Aşk (Amour) geldi aklıma. Tabii ki çok ayrı kulvarlar ama onlar da yaşlı bir çift ve bambaşka dertleri var! Aklıma gelme sebebi ise konunun her şeyini ‘dokunmaya' ayırması idi sanırım. Evet sonuçta bu romantik komedi ve filmler kendilerine tek rota belirleyebilirler ama seans ve sonrasındaki ‘ev ödevi' kısmı biraz uzun ve sıkıcıydı!

Filmin güzel yanı ve mantığı aşkı, seksi ya da bununla beraber ortamda dolaşan duygusallığı sadece gençlere kaptırmamaya kararlı olması. Bir yandan da o yaşta olanları fazlasıyla yoracak oranda dolu olması da dikkat çekici etkenlerden. Sonuçta Aşk Yeniden değişik bir azim hikayesi; genç yaşlı herkes izleyip kendince birtakım feyzler alıp hayata ilişkin dersler çıkarabilir. Filmin handikaplarından birisi de sorunu allayıp pullayıp önümüze sunduktan sonra çabucak sonuca ulaşması, oldu bittiye getirmesi ki her şeyin dozunu daha eşit tutsa daha iyi olurdu sanki!

Ama gülmek garanti, özellikle de aralarındaki kopuk ilişkiyi anlatırken Frankel komedi dozunu bir hayli bastırıyor, sonlara doğru ise ‘kadının fendi erkeği yendi' durumu yaşanıyor... Haftanın en komik filmlerinden biri...

twitter.com/BanuBozdemir