Hesabım
    Aşkın İzleri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Aşkın İzleri

    Kılı kırk yaran Malick sineması...

    Yazar: Murat Özer

    İlk iki filmi arasında makûl bir zaman dilimi varken, ikinciyle üçüncü arasına 20 yıllık bir espas koyan, sonrasında gene makûl sınırlara gelen Terrence Malick, yaşının ilerlemesinin de etkisiyle olsa gerek, "Hayat Ağacı (The Tree of Life) ile birlikte hızını artırmış durumda. Sadece ‘hız' meselesi değil tabii ki bu; hayatı algılayışındaki değişimler de ‘yeni dönem'de onun sinemasının belirleyici unsurlarında başı çekiyor.Venedik Film Festivali'nde yarışan Aşkın İzleri (To The Wonder), Malick'in "Hayat Ağacı"nda tüm bir yaşam üzerine inşa ettiği yapıyı aşk özeline indirgiyor ve buradan ‘uhrevî' bir sonuç çıkarıyor (ya da çıkarmaya çalışıyor). Sonuca doğru gitme çabasında ana karakterlerden birinde din adamı kullanarak, şekil olarak da destekleyici bir hamlede bulunmayı ihmal etmiyor Malick.Dört temel karakter üzerinden yürüyen bir hikâyesi var "Aşkın İzleri"nin... Âşık olduğu Marina'yı kızıyla birlikte Fransa'dan Amerika'ya gelmeye ikna eden Neil, sonrasında ona yeni bir aşk kapısı açan Jane, Marina gibi ‘sürgün' bir hayat süren din adamı Quintana ve tabii ki Marina... Buradan da anlaşılacağı üzere, dört karakterli bir hikâye olmasına karşın, herşeyi ve herkesi ortak bir paydada buluşturan karakterin Marina olduğu apaçık. ‘Aşk uğruna' kızı Tatiana'yla birlikte yeni bir hayata gözlerini açan genç kadın, belirsiz geleceğin umutlu görüntüsünü öne çıkarıp dalıyor bu serüvene. Bu noktada, Neil'ın giderek ondan uzaklaşmasının yarattığı yabancılaşmayı da derinden yaşamaya başlıyor; ‘mutluluk aşısı'nın geçiciliğinin kurbanı oluyor. Amerika'ya gelmeden önce, Neil'la birlikte gelgitli suda ayakta durmaya çalıştığı gibi, hayatın gelgitlerine karşı belli refleksler geliştirme uğraşı içine giriyor. Peder Quintana da onu ayakta tutabilecek ‘başka bir aşk'la yardımcı olmaya çalışıyor Marina'ya...

    Terrence Malick, otobiyografik işaretler de taşıyan filmiyle bir miktar ‘hayat dersi'ne soyunuyor, ki "Aşkın İzleri"nde sevmediğimiz yan da bu oluyor. Didaktik olmak, Malick'in sinemasına pek yakışmıyor doğrusu. Hem aşk hem de inanç ekseninde bir ‘öğreten adam' tavrı söz konusu yönetmende, ki kurduğu dünyanın ‘doğaçlayarak' yoluna devam etmesinin önüne geçiyor bu tavır. Öte yandan, Marina'nın adım adım çöküşe sürüklenen serüvenini anlatırken, görsel/işitsel enstrümanları da iyi kullanarak kayda değer bir sonuca ulaşıyor. ‘Uhrevî' olma durumunun bu hikâyede yerinin olmadığını bile söyleyebiliriz. Bu unsuru devreden çıkardığımızda çok daha doğru bir tespit kendini gösteriyor zira. Quintana karakterinin motivasyonunun yeterince anlaşılır olmaması da filmi zedeleyici etkide bulunuyor. Yalnızca ‘sürgünde kendini arama' diye şekillenen bir yapı, pek de ikna edici görünmüyor doğrusu.

    Filmin taşıyıcı ayağı olan ‘aşk', sevmekten ziyade ‘sevilmek' ekseninde yoluna devam ederken, bu resmin içine monte edilen ‘yapaylık'ı da Neil karakteri üzerinden hayata geçiriyor. Altın Bamya'lık bir karakter çalışmasının kendini gösterdiği Neil, Marina'nın ‘sevmeye programlı' doğasını da sekteye uğratıyor, onu ‘gelgit'in içinde terk edip gidiyor. Olga Kurylenko'nun bedenine hapsolan Marina, umuda doğru ‘aşklı' koşusunu yarıda kesmek zorunda kalıyor ve ‘silinme'nin yamacına gelip çöküyor. Malick, aşka ters bir açıdan baktığı filminde, bu kavramın sürdürülebilir olmadığını da işaret ediyor bir yandan. Sevmekten ziyade sevilmek de bu yüzden değerli hale geliyor, karakterlerin uzayıp giden yalnızlıklarını kırabilmenin anahtarı olarak kendini öne atıyor.

    Sonuç olarak, "Aşkın İzleri"ni Terrence Malick filmografisinde ‘özel' bir yere oturtamasak da, ortaya koyduğu ters açılarla önemsenmesi gereken bir film olduğunu söyleyebiliriz. ‘İnanç'a ayırdığı alanın içinde fazlaca gezinmesiyle zaman zaman yerinde saydığı da söylenebilir, ama kılı kırk yaran Malick sinemasının ipuçları burada da mevcut ve biz o sinemaya körü körüne teslim olmadığımız gibi, körü körüne karşı da çıkamayız. Sonraki hamlesini bekleyip nereye gitmeye çalıştığını görmek zorundayız!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top