Hesabım
    Acı Tatlı Tesadüfler
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Acı Tatlı Tesadüfler
    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Fransız yönetmen Cédric Klapisch, farklı kültürel kimlikleri mercek altına almaktan ve değişik milletlerden karakterlerin etkileşimini gözler önüne sermekten hoşlanan bir sinemacı. Yönetmenin yeni filmi Acı Tatlı Tesadüfler (Ma part du gâteau) de aynı geleneği devam ettiren bir çalışma, fakat Klapisch'in bu kez biraz daha farklı bir yol izlediğini öne sürmek mümkün. "Acı Tatlı Tesadüfler"de göçmen statüsünde olmayan Fransız vatandaşları arasındaki sınıfsal farklılıkları merkezine alan Klapisch, hem Avrupa'nın hem de Fransa'nın halihazırda içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik krize dikkat çekiyor.

    Geçtiğimiz aylarda gösterime giren Nigel Cole imzalı Kadının Fendi (Made in Dagenham) benzeri bir ortamda açılan "Acı Tatlı Tesadüfler," yirmi yıldır çalıştığı fabrikanın kapatılması üzerine bunalıma giren ve intihara teşebbüs eden France'ın hikayesini anlatıyor. Fransa'nın kuzeyinde yer alan Dunkirk isimli bir liman kasabasında yaşayan üç çocuklu France, ilçede yeni iş olanaklarının yaratılmamasını bahane ederek Paris'e gitmeye karar veriyor. Paris'te Fransız olduğunu gizlemek şartıyla göçmen kadınları temizlikçi olarak yetiştiren bir tanıdığın yanında eğitim alan France, kısa bir süre sonra borsa uzmanı Stephan'ın evinde çalışmaya başlıyor. Hayatı finansal değerlerle oynayıp, paraya para dememek üzerine kurulu Stephan, hem kötü olmanın prim yaptığı iş dünyasında hem de özel hayatında kapitalist bir canavar olarak yaşamını sürdürüyor. France ve Stephan arasında zamanla kurulan ilişkiler ağının karmaşası ise bir noktadan sonra karakterlerin temsil ettikleri sosyal, ekonomik ve sınıfsal değerlerin çarpıştığı politik bir tartışmaya zemin hazırlıyor.

    "Acı Tatlı Tesadüfler," France ve Stephan'in ilişkileri üzerinden ilerleyen tek yönlü bir film izlenimi uyandırsa da aslında farklı karakterlerin ve olay örgülerinin müdahaleleriyle şekillenen çok boyutlu bir çalışma... Bu çok boyutlu yapı, film dünyasının tek bir duyguya ya da tek bir hissiyata bağlı kalamamasının da başlıca sebebi. Klapisch'in filminde karakterlerden birinin ağzından çıkan tek bir söz ya da beklenmedik bir nesneye yöneltilen sıradan bir bakış, izleyenlerin beklentilerini altüst edebilecek ve hikayenin seyrini tamamen değiştirebilecek güce sahip.

    Çoğu filmde öykünün bütünlüğü ve tutarlılığı için handikap oluşturabilecek bu değişken ruh hali, Acı Tatlı Tesadüfler'i anlam bakımından zengin yapan ve izleyenlerin France ile Stephan hakkındaki düşüncelerini derinden etkileyen en önemli unsur belki de. Filmin çalkantılı atmosferi ve ikircikli sinema dili, bir sahnede büyük sempati duyduğumuz France'ın bir sonraki sahnede takındığı tavra akıl sır erdiremememize ya da bir anlığına büyük sempati duyduğumuz Stephan'dan kısa sürede nefret etmemize yol açabiliyor. Karakterler aracılığıyla seyredenler üzerinde yaratılan bu duygu değişimi Acı Tatlı Tesadüfler'in satır aralarına sıkıştırılmış politik mesajların da daha etkili bir biçimde iletilmesine ve Klapisch'in global kapitalizm ve ulus devlet politikaları arasındaki tekinsiz çatışmayı seyredenlere daha güçlü ve çarpıcı bir biçimde aktarmasına yardımcı oluyor.

    Filmde France rolünde izlediğimiz Karin Viard, Acı Tatlı Tesadüfler'in belirli bir merkeze sabitlenemeyen hareketli atmosferini başarıyla temsil ediyor. Zaman zaman Sally Hawkins'in Daima Mutlu (Happy-Go-Lucky) filmindeki sempatik performansını hatırlatan eğlenceli bir aurayla donattığı France'ı aniden son derece itici bir karaktere dönüştürebilen Viard, gidişatın her anında oyun gücünü kanıtlıyor. Stephan rolünde izlediğimiz Gilles Lellouche ise bazı noktalarda canlandırdığı karakterin iniş çıkışlarını izleyiciye aktarmakta zorlansa da genele bakıldığında başarılı bir performans sergiliyor.

    Bütün bunların sonucunda Klapisch'in filminin etkileyici anlatımı, çok boyutlu hikayesi ve başarılı oyuncu kadrosu için izlenebilecek eleştirel yönü kuvvetli ve sürükleyici bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Son yirmi dakikasında bir anda şaşırtıcı bir yöne sapan ve sinema dilini iyice sertleştiren "Acı Tatlı Tesadüfler", yüzeyde ne olup bittiğinden çok satır aralarında nelerin gizli olduğuyla ilgilenen sinemaseverler için zihin açıcı bir film deneyimi sunmakta.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top