Hesabım
    Kuzgun
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Kuzgun
    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    "Bir düşün içinde bir düş mü bütün gördüğümüz ve göründüğümüz"... Edebiyat tarihçilerinin modern polisiye, korku ve gerilim türünün ilk büyük Amerikalı öykü yazarı ve şairi olarak tanımladığı Edgar Allan Poe'nun ruhu, 7 Ekim 1849'da, henüz 40 yaşında, bir parkta yarı ölü bulunmasından sonra terk edip giderken bildiğimiz dünyayı, yukarıdaki cümlesi de geriye bir muamma olarak kaldı.

    Ve Poe, 20.yüzyıl başlarından itibaren, kısa öykü ve şiirleriyle sinema için ne denli uygun bir yazar olduğunu kanıtladı. Örneğin, korku sinemasının ustası Roger Corman, onun sayesinde ün kazanmış, gerçek bir 'dehşet şiiri' yaratabilmiştir.

    Poe, sadece eserleriyle değil, sırlar yüklü, zamana göre epey aykırı /ayrıksı edebiyatçı kişiliği ve hayatın aldatıcı ikiyüzlülüğüne karşı tavizsiz duruşuyla da,' müthiş bir kaybeden'dir. Bu karakter, aşağılanmış ve beş parasız kalmış olduğu halde çılgınlığından kaybetmemiş bu inanılmaz adam, filmlerde 'bizzat' da yer almıştır. Çocukken seyredip ürperdiğim mesela: 1967 yapımı Freddie Francis'in yönettiği İngiliz korku filmi Kısmet Bahçesi (The Torture Garden)' nin dört öyküsünden birinde, arkadaşının evindeki gizli odada 'canlı' Edgar Allan Poe ile karşılaşan adamın sonu kötü olur!

    Ve şimdi de, totalitarizme karşı çıkan grafik roman kahramanını içimizdeki isyan ateşlerini körükleyerek, adrenalin yükseltici bir etkiyle, yakın çalışma arkadaşları Wackowski Kardeşler'in uyarlama senaryosundan çekerek "V (V for Vendetta)" adlı külte 2005'te imza atan James McTeigue ile Poe adlarının yan yana gelmesi yeterince heyecan verici. Poe'nun bir şiirinin adını verdiği Kuzgun (The Raven), kurmaca ile gerçeği, ilginç biçimde iç içe geçiriyor. Yazarın gizemli ölümüne kısa bir süre kala gelişen olayları, Poe'ya yakışan olasılıklarla kuruyor... Bir seri katilin, yazmayı bırakmış ayyaş Poe'yu yeniden yazmaya zorlamasını ve Poe'yu ölmeye hazırlamasını öykülüyor. Bu ölüm ki, Poe'ya çok yakışıyor!

    Akıl rahatsızlığı, takıntı ve tutkuyla hareket eden katil, Poe'nun eserlerinden cinayet sahneleriyle Baltimore kentinin tekinsiz mekânlarına korkunç cesetlerle ipuçları bırakıyor... Böylelikle, atak genç dedektif Fields'le (Luke Evans) taban tabana zıt Poe'nun da işbirliği yapmasını sağlıyor. Fakat bu işbirliğindeki asıl neden, kentin güçlü adamı Kaptan Hamilton'ın (Brendan Gleeson) kızı Emily'nin katil tarafından kaçırılması! Çünkü Emily (Alice Eve), Poe'nun onca mutsuzluğundan sonra sığındığı son sevgi limanı.

    Anımsayanlar olacaktır. Yine bir İngiliz korku - komedi filmi olan "Theatre of Blood"da, çıldırmış bir Shakespeare yorumcusu sanatçı, kendisine yılın oyuncusu ödülünü vermeyen tiyatro eleştirmenlerini, birer birer, oyunlardaki cinayet sahnelerine uygun biçimde öldürmeye başlar! "Kuzgun" da eksen olarak bu fikirden yola çıkıp, "Morg Sokağı Cinayetleri " ile başlayıp, "Kuyu ve Sarkaç"la devam eden ve kurgu cinayetleri gerçeğe dönüştüren katilin peşinde, Poe'nun iç dünyasına eğiliyor; beyninin içinde dolaşmaya çalışıyor, ruhunun sislerine giriyor.

    Katil, Poe'nun eserlerinden yola çıkarak, ona hayranlığıyla tekrar yazmaya zorlarken, kendi eserini de yazmış oluyor. Böylece Poe ile birlikte kendini de 'ölümsüzleştirirken', Poe'ya hayranlığı kendi özseverliğiyle bütünleşiyor. Peki, katil kim?

    "Kuzgun"u, korkunç cinayetlerin, kuşkuların, sanrıların, sezgilerin adeta ellerimizden tutup sürüklediği karanlık sokaklar, mahzenler, dehlizler, tiyatro bodrumlarında şekillenen Poe'nun dünyasını bir süreliğine ziyaret ettiğimiz bir film olarak da değerlendirebiliriz. Grafik şiddet kullanılmalı mıydı, tartışılır ama yeterince dehşete düşmemiz sağlanıyor.

    Poe'nun resimlerine baktığımızda, John Cusack'ın zayıflayarak fiziksel anlamda doğru bir Poe olduğunu, önemlisi de onun 'bu dünyaya yabancı' ruhunu doğru yansıttığını söylemek mümkün.

    Bir notum da, 1984 doğumlu İspanyol besteci Lucas Vidal'in orkestra için bestelediği müziğinin, bu düş mü gerçek mi belli olmayan hikâyeyi bütünüyle kavradığına dair... Özellikle jeneriklerde kaçırmayın.

    ali.ulvi.uyanik@gmail.com

    twitter: ali ulvi uyanik

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top