Hesabım
    Wolverine
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Wolverine

    Etkileyici...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Hayal kırıklığı yaratan X-Men Origins: Wolverine’den sonra yeni Wolverine filmi daha başarılı olabilmek için iki doğru karar veriyor. Birincisi, orijinal X-Men hikayesinden önce geçen bir prequel yaratmak için uğraşmayıp, hikayeyi direk prequel olmayan son X-Men filmi Last Stand’den sonraya koyuyor.

    Bu sayede X-Men’in en popüler karakteri, Hugh Jackman’ın karizması ve kasları sayesinde beyazperdede ölümsüzleşen Logan’ı illa da ilk X-Men filmine bağlamak için konu kısıtlamaları veya zihin kaybı gibi numaralara bulaşmamış oluyor.

    İkinci doğru karar ise bu sefer gerçekten Wolverine odaklı bir film yaratılması. Origins filmi her ne kadar ismiyle bir Wolverine filmi olmaya çabalasa da, ilk üç X-Men filmine sokuşturulamamış mutantları göstermeye çabalıyordu Jackman’ın karakterine odaklanmaktansa.

    The Wolverine’de çizgi romanlardan bilinen iki yeni mutant var ama hikayenin odağı Logan’ın Jean Grey’i öldürmek zorunda kaldıktan sonra duyduğu suçluluk duygusu ve bu yüzden acı ile yaşadığı ölümsüzlüğü ile başa çıkması üzerine.

    Ne zaman 100 milyon dolarlık bir ‘patlamış mısır’ filmi bu denli felsefi temalara girse, bu yaklaşım işe yaramasa bile en azından denedikleri için ekstra puan vermek lazım, ki bu sefer filmin senaryosu belki de en güçlü özelliklerinden biri, baştan kolayca tahmin edilebilen ‘sürpriz’ sonunu saymazsak.

    Jean Gray’in ölümünden sonra amaçsızca ormanda yaşayan Logan, ikinci dünya savaşında yaşamını kurtardığı, şimdi ise Uzakdoğu’nun en büyük şirketinin başı Yashida’nın (Haruhiko Yamanouchi) kendisine son bir kere daha teşekkür etmek istediğini öğrenir. Japonya’ya yola çıkan Logan, bir süre sonra hem kendi mutant güçlerini tehlikeye sokar, hem de Yashida’nın güzel torununu Yakuza’dan korumak zorunda kalır.

    Filmin Frank Miller ve Chris Claremont’un yarattığı, 1982 yılında piyasaya sürülmüş bir grafik romandan etkilenen konusu Akira Kurosawa’nın Yojimbo, Hidden Fortress ve Yedi Samuray gibi Ronin filmlerini andırıyor.

    O filmlerde olaylara ilk başta nötr yaklaşan bir (veya yedi) savaşçı, zaman içinde baştan parçası olmadığı bir savaş ile kişisel bir bağlantı yaratır. The Wolverine hakkında bu bağlantıyı yaratmak çok zor değil çünkü filmde zaten bir kaç kere Logan’ın bir Ronin (efendisiz bir savaşçı) olduğundan bahsediliyor.

    Logan’ın kişisel koruma görevi başladıktan sonra yukarıda bahsettiğim gibi hikayenin geri kalanını, özellikle sürpriz finalini tahmin etmek zor değil. Yine de karakterin yaşadığı iç çatışmaya verilen detay kanımca gerçekten takdire değer. Fakat bu yüzden aksiyon sekansları arasında karakter gelişimine yer verildiği için ünlü Adamantium pençelerin çıkmasını bekleyen seyirci biraz sabırsızlanabilir.

    İlginçtir ki James Mangold’un yönettiği filmde aksiyon sekansları belki de The Wolverine’in en zayıf elementi. X-Men 2 vizyona girdiğinde hatırlıyorum da Logan’ın mutantları öldürmeye çalışan bir askeri bıçakladığı çekim seyirciyi nefessiz bırakmıştı, çünkü o ana kadar bir çizgi roman filminde bu kadar vahşetli bir görüntüye şahit olmamıştık.

    Bu sefer ise Logan, onlarca Yakuzayı sırayla kesip kebap yapıyor ama Mangold’un sallanan kamerası ve yüksek bütçeli çizgi roman filmlerinden beklenen 13 yaş sınırı sebebiyle beklediği gerilimi yaratamıyor. Mangold’un amacı bariz bir biçimde Logan’ın pençesini kılıç gibi kullandırarak Samuray filmlerine göndermede bulunmak. Hatta Mangold, inanılmaz şiddetli final savaşı ile kanın resmen gövdeyi götürdüğü, Takashi Miike’nin muazzam 13 Assassins filminden esinlendiğini kabul ediyor.

    Fakat o filmin gösterdiği şiddeti 13 yaş sınırına sıkıştırmak için bir sürü sansürden geçmesi lazım filmin ve bu yaklaşım aksiyon sekanslarının etkisini düşürüyor. Dedikodulara göre 17 yaş sınırlı bir DVD çıkabilirmiş, belki de onu beklemek lazım.

    Buna rağmen bir iki akılda kalır özel efekt sekansı var yine de. Her ne kadar biraz absürtlüğe kaçsa da (Logan’ı anladık da rastgele Yakuza katilleri de mi mutant?) Japonya’nın ünlü kurşun treni üzerindeki kavga gerçekten etkileyici. Maskeli Süvari ve şimdi The Wolverine’den sonra 2013, tren üzerinde aksiyon sekansı yılı olarak tarihe geçecek herhalde.

    Küçük eleştirilere rağmen yine de The Wolverine, hem X-Men hayranlarını, hem de süper kahraman, çizgi roman filmi hayranlarını mutlu edecektir. Son bir not, aman diyeyim bitiş jeneriği başladığında salondan çıkmayın.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top