Senaryosunu da yazan Rian Johnson’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “Looper”, bilim kurgu tarzında işlenmiş bir aksiyon filmi…
Hikâye 2044 yılının Kansas’ın da başlıyor…
Otuz yıl sonrasından, yani zaman yolculuğunun mümkün olduğu 2074’ten 2044’e ışınlanarak gönderilen “yaşaması istenilmeyen insanlar”, yöneticiliğini kendisi de gelecekten gelen Abe’nin (Jeff Daniels) yaptığı “tetikçilerce” vurularak etkisiz hale getirilmektedir…
İşi bitirdikten sonra karşılığında da ödül olarak, hedeflerinin sırtlarına konulan gümüş külçeleri almaktadırlar…
Zira 2070’li yıllardaki bilişim teknolojisi, “faili meçhul” cinayetleri neredeyse imkânsız hale getirmiştir…
İşte genç Joe (Joseph Gordon-Levitt) ve telekinezi yeteneğe de sahip olan yakın arkadaşı Seth’de (Paul Dano) bu tetikçilerdendirler…
Sabahları Beatrix’in (Tracie Thoms) servis yaptığı mekânda kahve içip ardından da “döngüyü kapatmak” olarak adlandırılan gönderilen hedefi yok etmek ve akşama da fiyakalı otomobiline atlayarak La Belle Auroro giderek eğlenmek uyuşturucu müptelası Joe’nun günlük rutini halini almıştır…
Öyle ki, o günlerde hayat ona güzeldir…
Elbette bu iş bu şekilde sonsuza kadar devam etmez…
Gelecekteki patronları artık çalışmak istemedikleri tetikçileriyle ilişkilerini bitirerek emekliye ayırmak istediklerinde, o tetikçinin otuz yıl sonraki elleri bağlı ve kafasına çuval geçirilmiş vaziyetteki halini paketleyerek 2044’e göndermek suretiyle döngüyü kapattırıyorlar…
Karşılığı altın külçeler olarak ödenen bu son hizmetin nihayetinde eski tetikçinin geride yaşayacağı topu topu otuz yılı kalmaktadır…
Bir gece Seth gizlice Joe’ya gelir…
Fazlasıyla sıkıntılı ve kederli olan Seth, gelecekten gönderilen diğer Seth’i (Frank Brennan) öldürmediği için Joe’dan kendisini saklamasını ister…
Joe arkadaşına yardımcı olur da…
Ama Joe’nun kasasına gizlenmeden önce Seth, gelecekteki bütün döngü kapattırma planlarını diğer patronları da bertaraf eden “Yağmur Yağdırıcı” isimli gaddar birinin tek başına organize ettiğini söylemeyi de ihmal etmez…
Tam da o esnada diğer tetikçilerden Kid Blue (Noah Segan), Joe’nun kapısına dayanmıştır…
Tabii evde Seth’i bulamayan Kid, Joe’yu da yanına alarak Abe’ye gider…
Abe Joe’ya, Seth’i teslim etmeyi yahut da emekliliğinde Fransa’ya yerleşmek için biriktirdiği gümüşlerinin yarısından vaz geçmeyi seçenekler olarak sunar…
Refahından ödün vermek istemeyen Joe, Seth’i satar…
Muhtemelen merak etmişsinizdir, “Abe’ye teslim edilen Seth’in cezası ne oldu?” diye…
Pek iyi olmayacağı açık da ancak ürpertici olan tamamını her zamanki gibi yine izleyerek öğrenebilecsiniz…
Fakat o da nesi!
Aynı durum Joe’nun başına da gelmesin mi…
Henüz dakika 28…
Geride daha 90 dakikalık bir heyecan fırtınası sizleri bekliyor olacak…
Çünkü 30 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen "sürpriz finalli" filmin bundan sonrasında kimliğini bilmediğimiz Yağmur Getirenin peşine düşmüş olan olgun yaştaki Joe ile kendisinin peşindeki genç Joe ve tetikçiler arasında oynanan nefes kesen bir köşe kapmaca başlayacaktır…
Bitirmeden yorumumuza ekleyeceğimiz üç husus daha mevcut:
Bunlardan ilki, Sara karakterini canlandıran Emily Blunt’ın filme renk katıyor olması…
İkincisi görsel efektlerin başarısı…
Üçüncüsü ise Joseph Gordon-Levitt’i Bruce Willis’e benzetmek amacıyla 2 Academy ve 3 BAFTA Ödüllü Kazuhiro Tsuji tarafından yapılan protez makyaj…
Keyifli seyirler,