Elm Sokağında Kabus
Yazar: Murat Tolga ŞenFreddy Krueger efsanesi ile, 80'lerin ortasında memleketi esir almış olan video furyasında karşılaştım. Elm sokağının sakinlerini terörize eden ve ebeveynlerinin günahlarını onların her tarafından hormon fışkıran genç çocuklarına yükleyen bu korku serisi, 80'lerin plastik makyajları ve efektlerinin de en ilginç kullanımlarını barındıran, tam bir kült idi.
Freddy Krueger üzerine yapılmış ve çizilmiş (çizgi romanları da vardı.) ne varsa, bir şekilde elimden geçti diyebilirim. Hatta video kasetçilerin telif melif umursamadığı dönemlerde kasetlere doldurarak çektiği TV dizisi bölümlerini bile keyifle izledim. Rüya ve gerçeklik arasında sürekli değişen bu kara kabus, 80'lerin en önemli korku işlerinden biridir kesinlikle. Favori bölümüm ise, gençlerin artık kurban rolünü oynamaktan sıkılıp, Freddy'nin alemine metafizik güçlerle donanmış olarak girip ona meydan okudukları, serinin 3. filmi olan "Dream Warriors"dur. Videosunu defalarca kiralamış ve dostlarımla izlemiştim.
Fark ettiğiniz üzere hala şu an sinemalarda gösterilmekte olan filme geçiş yapamadım. Freddy Krueger külliyatının önemini teslim etmek bir yana aslında yeni filmde bahsedilebilecek pek bir şey yok! Yıllardan beri tüketile tüketile bitirilemeyen aynı klişeler, formüllerden medet uman herhangi bir tür filminden daha fazlası değil.Yapımcıların sadece para kazanmak amacını güderek Elm Sokağı ve Freddy Krueger'i afişe taşıdıkları kesin. Öyle de olacaktır, fakat artık 80'lerin kültlerini böyle hunharca yağmalamanın da sonlanması gerekir. Ya da The Thing gibi, The Fly gibi gerçekten daha fazlasını veren remake'ler yapılmalı ama yapımcıların seyirciyi iyice geri zekâlı yerine koyan tavırları yüzünden "yeniden çevrim" kelimesinin artık hiçbir çekiciliği kalmadı.
Robert Englund'un kadroda olmayışı zaten yeterince acı iken yeni Freddy'nin pek öyle konuşmaktan ve espri yapmaktan hoşlanmayan demonik bir karakter olmasını da yadırgadım. Jackie Earle Haley kötü bir oyuncu değil ama ona senaryoda yeni bir Rorshach yaratma imkânı verilmediği için ne yaptığını bilmez bir şekilde kıyım peşinde koşuyor. Bu tür kültü yok eden değişikliklerle farklı bir yaklaşım getirmeye çalışmak, Titanik'i doğrudan buzdağının üzerine sürmek gibi bir şey! Oyuncu kadrosunda ayrıca takdir edilecek bir isim de yok. Gençlerin tek görevi, daha önce yüzlerce filmde izlediğimiz üzere, kurbanlık koyun gibi çırpınıp ölmek.
Halbuki zaten kendini Freddy Vs. Jason gibi bir saçmalıkla rezil etmiş külte ve köklerine sıkı bir geri dönüş yapılabilir, Elm sokağının lanetli saygınlığı bir kez daha seyirciye tescil ettirilebilirdi. Fakat amaç hap yapıp para kapmak olunca ne desek boş. Hollywood'un sinemayı sadece bilet satmaktan ibaret bir lunapark eğlencesine döndüren bu yapımcılık anlayışından nefret ediyorum.
Elm sokağı serisinin bu son filmini ancak "ne bulursam seyrederim" diyen seyircilere tavsiye edebiliyorum. DVD'si çıktığında dahi rafta daha iyi seçeneklere yönelmekte fayda var. The Fog'u izlediğim en başarısız yeniden çevrim olmaktan kurtaracak kadar kötü ve bayat hamburger tadında bir film bu.