Görünmez Adam - Beyazperde.com eleştirisi : Kim görünmez?

Sinemaya birçok kez uyarlanan The Invısible Man/ Görünmez Adam H.G. Wells’in 1897 yılında yazdığı romanın çeşitli versiyonlarından oluşuyor. Romanın ana hikayesi görünmez olmanın yöntemini bulan ve bu sırrı kendi üzerinde deneyen bir bilim adamının başından geçenler. Bilimsel bir deneyle birlikte insan psikolojisinin sürekli sınandığı filmlerin başında 1933 yılında çekilen versiyon geliyor. Kendini görünmez yapmanın sırrını bulan ama bedenini geri getiremeyen doktor Griffin, sargılı ve gözlüklü bir biçimde bir taşra kasabasına ulaştığında kendi halindeki küçük kasabanın bir numaralı gündem maddesi olur! Dönemin koşullarına göre bir hayli iyi görsel efektlerle karşımıza çıkan film bilimkurgu ve gerilim karışımını iyi bir psikolojik tahlille yorumlamıştı. Arkasından (1940- 50 arası) bir hayli fazla ve hızlı şekilde gelen farklı isimli versiyonlarda da görünmezliğin kazandığı boyut ve yaklaşım sürekli değişmişti!  

Filmlerde oyuncu ve yapımcı kimliğiyle karşımıza çıkan Leigh Whannell imzalı son film, kitabın tamamen modern bir uyarlaması. Burada kendisinden kaçan sevgilisi Cecilia’nın peşinde olan bir görünmez adam varken; diğer versiyonlarda insanlardan kaçıp; tekrar görünür olmaya çalışan bir adamın dramı vardı demek mümkün. Burada kasabalının tüm psikolojik dertlerini, merakını da Cecilia üstlenmiş durumda. Hikaye, modern uyarlamanın aralarına birazcık karmaşık bir akış yerleştirmekte de sakınca görmüyor. Griffin terk edilen bir görünmez adamın sırrına erişiyor. Görünmezlik bu kez bir kostümle ortaya çıkıyor, Griffin adeta kendisinden kostümlü bir süper kahraman yaratıyor. Zaten Universal’ın Karanlık Evreni için planlanan filmler arasında yerini almış bir projeydi Görünmez Adam.

Görünmez Adamlık tek bir beden üzerinde tasarlanmış bir durumken, burada kostümün yarattığı esneklikle kullanım alanı da değişiyor ve senaryoda birtakım manevralar yapılabilir hale geliyor. Bu yeni versiyonda da olan bu! Kostümü kim giyerse görünmez o oluyor! Tabii yine ayak izi, üzerine serpilen şeyle belli belirsiz görünür olma halleri de mevcut! Görünmez Adam bir bilimkurgu gibi lanse edilmesine rağmen bize görünmez olmanın formüllerini icat eden, içeren detaylar sunmuyor. Aksine görünmez olunca neler olacağını tahlil ediyor. Bu da hikayeyi daha sürükleyici bir hale getiriyor. Ama Whannell imzalı bu yeni versiyon neredeyse bir intikam hikayesine dönüşmüş. Bu haliyle film gerçek hikayenin bir hayli uzağında! Fazla tekrarlı bir intikam kokması dışında iyi bir gerilim sunduğunu söylemek mümkün. Zaten bile isteye gerilim dozu yükseltilmiş. Görünmeyenin intikamına dönüşmüş! Böyle devam ederse James Wan ve  Night Shyamalan çizgisine sıçrayacak gibi görünüyor yönetmen Whannell!

Klasik filmin dışından bakıp, mantıktan sapan hataları görmezsek; iyi bir yeni versiyon bile diyebiliriz ama sonlara doğru yarattığı karmaşa; maalesef kurduğu gerilimi biraz tuzla buz ediyor.