Hesabım
    Benimle Evlenir Misin?
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Benimle Evlenir Misin?

    Evlenmeye Değer mi?

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Yakışıklı ve uyanık gazeteci erkekler, 1930'lu yıllardan beri saftirik romantik komedi kadınlarını dümenlerine alet ediyorlar. Huysuz patronlarının gözüne girmek adına, enteresan hikayeli kadınları baştan çıkarıyor, sonra gazetelerinde onlarla ilgili manşetleri süsleyen haberler yayınlıyorlar. Ancak ne hikmetse aşk, her zaman kariyerden baskın çıkıyor ve gazeteci erkeklerimiz hikayelerini el-aleme ifşa ettikleri bu kadınlara kendilerini affettirebilmek için yepyeni dümenler uyduruyorlar.

    1930'lu yıllarda Frank Capra yönetmenliğindeki It Happened One Night'ın öncülüğünde screwball komedinin bir alt türü olarak ortaya çıkan bu öykü tipi günümüzde hala geçerliliğini korumakta. Kaçak Gelin, Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir? gibi popüler romantik komedilerin kökeninde hep aynı döngüye rastlamak mümkün. Şeytan Marka Giyer'le ünlenen Aline Brosh McKenna'nın senaryosunu yazdığı Benimle Evlenir Misin? de 80 yıldır anlatılan bu gelenekselleşmiş öykü tipinin yeniden canlandırıldığı başka bir film.

    Dan in Real Life filminin kritik yazısında da bahsettiğim gibi romantik komediler zaten genellikle daha önce anlatılmış bir aşk hikayesinin yeni versiyonunu dile getirmekteler. Bu tür filmlerin niteliği başrolde yer alan çiftin uyumuna, esprilerin kalitesine ve bilindik gidişatın içinde kendine has bir karakter barındırıp barındırmadığına göre değişiyor. Benimle Evlenir Misin? filminin orijinallikten uzak gidişatı, ortalama esprileri ve özensiz anlatımıysa filmin sağlam karakterli, yenilikçi ve özgün bir romantik komediye dönüşmesini büyük oranda engelliyor.

    Filmde, 27 farklı seremonide nedimelik yapmış, düğün bağımlısı Jane'in hikayesi anlatılmakta. Hayatının hiçbir evresinde ikinci kadın olmaktan kurtulamayan Jane'in filmde bize 'esas kadın' olarak sunulması gerçekten de ilginç bir tezat yaratıyor. Gündelik hayatında kendini sık sık ihmal eden bir karakter olarak tanıtılan Jane'in 'hayır' demeyi öğrenmek için verdiği mücadeleler filmin en merkezi çatışmalarını oluşturuyorlar.

    Oysa 'Gazeteci romantik komedisi' şeklinde tanımlayabileceğimiz Benimle Evlenir Misin? türündeki filmlere 'bütün aşklar nefretle başlar' temasının hakim olduğunu bilirsiniz. İlerleyen dakikalarda birbirlerine deli gibi aşık olacak çiftin giriş ve gelişme bölümlerinde dur durak bilmeden didişmeleri bu filmlere espri katan olmazsa olmaz unsurların başında gelir. Benimle Evlenir Misin?'in süresi boyunca Jane'in sıkıcı iç çatışmalarına odaklanan durağan hikayesi ise, türün bütün eğlencesini tam anlamıyla katletmekte. Jane'in müstakbel sevgilisi Kevin'ı zaman zaman birkaç iğneleyici diyalogla öyküye dahil etmeye çalışan film, çoğunlukla yan karakterlerine gereken önemi vermemenin kurbanı olmakta.

    Aline Brosh McKenna'nın olabilecek her türlü klişeyi en ufak bir değişiklik katmadan tekrar etmesi ise filmi felakete götüren başka bir unsur. Yönetmen Anne Fletcher'ın öyküyü farklı romantik komedilerden kopyalanmış hissi veren kamera hareketleriyle donatması da McKenna'nın yavan hikayesini daha da klişeleştirmekte. Böylelikle eğlenceli bir romantik komediye dönüşmesi bütünüyle engellenen filmin, en can alıcı sahneleri bile olduğu gibi yüzeyselleşmekte.

    Diğer yandan Benimle Evlenir Misin?'in suni atmosferinin faturasını başrollerde yer alan Katherine Heigl ve James Marsden'e kesmemekte fayda var. Her iki oyuncunun da filmde yer olan onca klişe sahneye ve verimsiz espriye rağmen ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıklarını söyleyebiliriz. Heigl ve Marsden, hiç şüphesiz ki romantik komedi türüne oldukça yakışan bir çift. Özellikle son olarak karşımıza Kaza Kurşunu ile çıkan Katherine Heigl, fiziği, beden dili ve öykünün arka planı ile uyumu sayesinde gelecekte romantik komedi filmlerinin vazgeçilmez yüzlerinden biri olacağını hemen belli etmekte.

    Oyuncu kadrosunun geri kalanında ise Katherine Heigl'ın sevecen performansına rakip çıkacak başka bir isimle karşılaşmak güç. Şirret kız kardeş Tess'i canlandıran Malin Akerman, Cameron Diaz'a öykünen yapmacık oyunculuğuyla tam anlamıyla bir ıstırap kaynağı. Jane'in yakın arkadaşı Casey rolünde izlediğimiz Judy Greer'ın yetkin performansı ise yönetmen Anne Fletcher'in özensiz anlatımı nedeniyle dikkat çekmeyecek kadar geri plana itilmekte.

    Anlayacağınız Benimle Evlenir Misin? kısır konusu, her dakika düğünlerden bahseden sıkıcı karakterleri ve sürprizlere yer vermeyen şablon gidişatıyla çuvallamaya mahkum bir yapım. Bütün hikayesini renksiz başkarakterinin üzerine kuran filmin hikayesi her yönüyle inandırıcılıktan uzak ve hatta çoğunlukla mantık hatalarıyla dolu. İzledikten sonra ağızda uzun zamandır buzdolabında duran lezzetsiz bir yemeğin tadını bırakan Benimle Evlenir Misin?'i tazeleştiren tek unsur Katherine Heigl'ın varlığı belki de.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top