Hesabım
    Mustafa Hakkında Herşey
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Mustafa Hakkında Herşey

    <b>Mustafa</b> ve Çağan Irmak Sineması Hakkında

    Yazar: Ali Ercivan

    Çağan Irmak'ın yaptığı işleri ikiye ayırmak uygun olur diye düşünüyorum: kendi yazdıkları ve yazmadıkları. Kısa filmlerinden bu ikinci uzun metrajına kadar, senaryosu da kendisine ait işlerine bakıldığında Irmak hakkında bir fikir sahibi olabiliyor insan.

    Çağan Irmak çok "önemli" şeyler söylemek istiyor. Kendisini, hemen her röportajında da altını çizdiği gibi, hayat ve dünya üzerine kafa yoran bir insan olarak görüyor. Ve onca kafa patlattıktan sonra, bize bunu göstermek istiyor tabii...

    Bu durumun problemli tarafı şu: Çağan Irmak, ilk filmi Bana Şans Dile'de üzücü bir şekilde görüldüğü gibi, her iki filmdeki baş karakterlerine de çok benzer şekilde, topluma veya televole kültürüne veya eğitim sistemine veya ikiyüzlülüğe veya hoşgörüsüzlüğe veya kendisi gibi hayat üzerine kafa yormayanlara kızıyor sürekli ve bütün öfkesini insanların yüzüne vurarak hepsine birer ders vermek istiyor. Tıpkı ailesine isyan eden tipik bir teenager gibi, bağırıp çağırmak, onlara hatalarını göstermek istiyor. Ve malesef, bağıra çağıra sarf edilmiş yığınla lafın, kimsenin bazı şeyleri anlamasına yetmeyeceğini fark edemiyor.

    Hemen herkesin ergenlik döneminde yaşadığı bu duyarlılığı bazı insanlar ilerleyen yıllarda da aşamayabiliyor. İyi niyetli bir tavırla, naif olarak değerlendirebiliriz bu insanları. Fakat sanatta naiflik son derece tehlikeli olabilir. Kaldı ki, Irmak'ın ürettiği laflar da oldukça basmakalıp.

    Çağan Irmak, sürekli çevresindeki bazı insanlara bağıra çağıra, kafalarına vura vura bir şeyleri öğretme çabasındaki Mustafa'nın, kendisinin birkaç yıl önceki haline benzer taraflar taşıdığını söylediğinde, ne demek istediğini anlamak zor değil. Peki Çağan Irmak bu son birkaç yıl içinde (mesela Bana Şans Dile'yi çektiğinden beri) değişmiş mi?

    Aslında temelinde değiştiğini söylemek zor. Fakat en azından değişmesi, biraz büyümesi, sakinleşmesi gerektiğini anlamış. Anladığı ortada çünkü çaba gösteriyor. Bu yanını törpülemek, çok büyük laflar etmemek için çaba gösteriyor. Bir ölçüde bunu başarıyor da. Ama yine de öyle anlar geliyor ki, elinde değil, yine içindeki öfkeli ergen ağır basıyor.

    Peki, bütün bunların sinemasal karşılığı nedir? Öncelikle, hepsi Çağan Irmak gibi konuşan karakterler tabii. Elbette taksicinin taksici, reklamcının reklamcı, hademenin hademe, çocuğun çocuk gibi konuşmasına özen gösteriyor. Ama ne zaman hayat ve/veya dünya üzerine önemli bir şey söyleme fırsatı çıksa, istisnasız bütün karakterler Çağan Irmak gibi konuşmaya başlıyorlar. Ve bu, film süresince o kadar da nadir oluşan bir durum değil.

    Mustafa Hakkında Herşey, temelde karakterlerinin, olay örgüsünün ve diyaloglarının yapaylığından, belli lafları edebilmek üzere kurgulanmış olmalarından kaybediyor. Çıkış noktası inandırıcı değil. Çağan Irmak bir hikaye anlatmıyor, içinde kalmış bazı şeyleri söyleyebilmek istiyor sadece. Bu kez şu "Beyaz Türk"lük meselesine dair hassasiyetlerini gözümüze sokmak istiyor mesela.

    Yine de çok acımasız olmaya gerek yok. Karşımızdakinin kötü bir seyirlik olduğunu söylemek zor. Çünkü Çağan Irmak, senaryosundaki arızaları bu kez yönetmenliğiyle kısmen kapatabiliyor. Ses kurgusuyla ilgili birkaç detay dışında, teknik anlamda düzgün bir film bu. Irmak'ın da bir yönetmen olarak eli yüzü düzgün bir iş çıkardığını söylemek gerek. Hatta filmin kimi kısımları basbayağı iyi çekilmiş.

    Bu noktada, Çağan Irmak'ın yaptığı işlerin diğer yarısına değinmenin tam sırası; yani, kendi yazmadıklarına. Irmak, bir yönetmen için çok önemli bir şansa sahip oldu. Uzunca bir dönem, her bölümü neredeyse bir sinema filmi çapında bir televizyon dizisi olan Asmalı Konak'ı yönetti. Irmak'ın bu şansı iyi değerlendirdiği, teknik ve estetik anlamda kendisini geliştirdiği ortada. Kısa filmleri ve ilk uzun metrajı Bana Şans Dile'de eksikliği göze çarpan bir başka boyut olan görsellik, bu kez Mustafa Hakkında Herşey'in kurtarıcısı oluyor.

    Bundan çıkarabileceğimiz anlam ise, Çağan Irmak'ın başkaları tarafından yazılmış senaryoları filme çektiği takdirde pekala başarılı işler ortaya çıkarabileceği. Sinema, öyle büyük laflar edilmesini ve entelektüellik taslamayı pek kaldırmayan, öncelikle iyi bir hikaye anlatabilmeyi gerektiren bir sanat dalı olduğu için, Irmak'ın senaristlik yapmaması yerinde olacaktır.

    Mustafa Hakkında Herşey'in oyunculuklarına dair de bir-iki laf etmek gerek. Çağan Irmak'ın, Fikret Kuşkan'ın abartılı oyunculuğundan memnun olduğunu tahmin ederim. Uzun zamandır kendisini "büyük oyuncu" olarak görmeye başladığını takip edebildiğimiz Kuşkan, gerek performansı gerekse gerçek hayattaki tavrıyla antipatik bir portre çiziyor. Bu filmdeki performansı, (elbette bütünüyle kötü değil; ne de olsa Kuşkan gerçekten iyi bir oyuncu aslında) zaman zaman komik bulunabilecek ölçüde abartılı. Nejat İşler ise ölçülü ve gerçekçi oyunculuğuyla filmin esas yıldızına dönüşüyor.

    Mustafa Hakkında Herşey, pek tatmin edici ve sevilesi bir film değilse de (rahatsız edici olduğundan değil de; belki inandırıcı olmadığı için, belki de o büyük laflar etme sevdasından), en azından düzgün ve seyredilebilir bir film olarak, son aylarda izlediğimiz kimi başarısız Türk filmlerinin arasında kendini kurtarıyor. Doğrusu, bu film Mustafa ve ağabeyinin hayaleti hakkında bir korku filmi olsaymış, ortaya süper bir film çıkabilirmiş diye düşünmeden de edemedim. Mustafa'nın gece uykusundan uyanıp ağabeyinin hayalini gördüğü sahne, gerçekten nice korku filmine taş çıkartır nitelikte. Belki Çağan Irmak için filmografisinin sonraki adımlarından biri olarak, görsel üslubunu da iyi değerlendirebileceği, yerinde bir seçim olabilir.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top