Hesabım
    Otel 2
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Otel 2

    Kapitalizmin Şiddet Övgüsü

    Yazar: Zafer İlbars

    Korku sinemasının hayranlarını daima memnun kılmak adına kullandığı bazı alışkanlıkları vardır. Bunlardan biri, şüphesiz dehşetengiz olayların odağında çırpınan kadın figürleridir. İlk filmde hayli göz kamaştırıcı bir gişe başarısı kazanan ve beyazperdeyi kan kırmızısına çeviren Otel'in ikincisi, şiddete dayanıklılık eşiğimizi daha farklı bir şekilde sınamaya çalışıyor; zira şiddete maruz kalanlar ilk filmden farklı olarak bu kez kadınlar.

    Gerçek insanların gerçekten katledilmesi esasına dayalı snuff üzerine kurulu film, şaşırtıcı bir şekilde sakin bir ilk yarıyla geçiyor. Bu, filmin ikinci yarısına damgasını vuracak şiddeti besleyen bir sükunet hali aslında. İlk filmde temeli zayıf bir şiddete şahit olmuştuk ve midemiz bir hayli yorulmuştu. Ama yönetmen Eli Roth filmin bu açığını telafi etmek adına şiddeti ciddi bir temele oturtmuş. Özellikle kapitalist toplumlarda kanıksanmış olan şiddetin bireyler üzerindeki hastalıklı yansımalarını gözler önüne sermiş. Sahip olduklarıyla mutlu olamayan bireylerin serbest bırakılan arzularının doğurduğu korkutucu sonuçlar, en ağır sahnelerle tasvir edilmiş. Öyle ki, 'kötü'nün herhangi bir restoranda yan masada ya da iş yerimizde hemen arkamızdaki koltukta çalışan biri olabileceği vurgulanmış.

    Bu açıdan bakıldığında şiddete övgü niteliğindeki Otel II çok daha derin mevzulara el atıyor. İşkence odalarını kontrol altında tutan gölgede kalmış kişilerin, kim oldukları açıklanıyor. Bu kişilerle ilgili bilmek isteyeceğiniz şeyler son derece ürkütücü bir şekilde gösteriliyor. Şirketleşmeye gitmiş bir şiddet kulübü, dünyanın dört bir yanında yaşayan öldürme isteği ile dolu kişileri konuk ediyor ve doyasıya bir katliam ritüeli yaşatıyor. Bu katliamdaki kurbanlar arasında en pahalıların Amerikalılar olması, dünya genelinde oluşan Amerika karşıtı davranışların bir göstergesi. En çok parayı Amerikalı kurbanlara ödemek, çok daha fazla zevk ve tatmin duygusu alındığının kanıtı demek.

    Eski rejimin kalıntıları üzerine inşa edilen ve Slovakya genelinde resmedilen sefillik, çocuk çetelerinin bile gasp etmek istedikleri yabancılardan istediklerini alamadıklarında taşlı sopalı bir şiddete başvurmalarıyla açığa çıkarılıyor. Kapitalist sisteme tamamıyla uyum sağlayamamış eski demirperde toplumlarının intibak halleri, şiddet metaforunun fütursuzca kullanımıyla karşılığını buluyor. Yabancı turistler, böyle bir ortamda herhangi bir cezai müeyyideye tabi olmaksızın öldürme zevkini tadıyorlar.

    Amerika'dan gelen ve biri iyi aile babası olan iki müşteri de, bu noktada filmin ana karakterleri arasına giriyor. İnsanın kendi doğasıyla ve çevresiyle olan ilişkisinin tamamen unutulduğuna, yani hem kendine hem de doğaya yabancılaştığına dair tespitler var filmde. Trendeki Hollandalı iş adamının yemeği eliyle yediği sahnede, gençlerin kendisine çatal kullanmasını teklif ettikleri halde bu şekilde yemek istediğini belirtmesi, bu duruma yapılan göndermelerden sadece bir tanesi.

    Bunlar iyi hoş da, iş senaryoya gelince malzemenin iyi işlenmediğini görüyoruz. Hiçbir sürprize mahal vermeyen, yeknesak bir ilerleyişle önceden tahmin edilebilir olayları önümüze seren bir senaryoya sahip film; yersiz ve uygunsuz müzik kullanımları da, bu kötü tabloyu daha da bozuyor.

    Film, ilkinden aldığını düşündüğümüz derse rağmen bazı noktalarda özensizliğiyle sırıtıyor. Örneğin çok kötü oyunculuk performanslarına katlanmak zor. Sadece Oyun Evine Hoş Geldiniz filminden hatırlayacağımız Heather Matarazzo, klişe tabirle 'vasatın üzerinde' bir performans sergiliyor. Oyuncular senaryonun yarattığı olanaksızlıklar ve boşluklar nedeniyle böylesi bir yetersizlik de sergilemiş olabilirler, bu da ihtimaller dahilinde.

    Her şey bir yana, Eli Roth'un belki de tek istediği kendisi gibi şiddet dolu filmlerden hoşlanan seyirciye hitap edebilmek. Kopan kollar, fışkıran kanlar, kulaklara sokulan tornavidalar, oyulan gözler, kırılan kemikler, uçurulan kelleler aracılığıyla ve tüm gerçekliğiyle bireysel şiddeti meraklısıyla buluşturmak. Her halükarda bu şiddet gösterisinin anlamlar yüklenmeye ya da lanetlenmeye son derece müsait olduğu da bir gerçek.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top